Vampirizm Fan Site
Hey yabancı! üye oluıp aramıza katılmaya ne dersin???
Vampirizm Fan Site
Hey yabancı! üye oluıp aramıza katılmaya ne dersin???
Vampirizm Fan Site
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampir Sevenlerin Buluşma Noktası - Vampire Clup
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

  Türk Cadıları; Cazilar..

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
lilith

lilith


Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 19/10/10
Yaş : 31

 Türk Cadıları; Cazilar.. Empty
MesajKonu: Türk Cadıları; Cazilar..    Türk Cadıları; Cazilar.. I_icon_minitimeSalı Ekim 19, 2010 11:52 am

Türk Cadıları; Cazilar..
Anadolu’da, sağlığında üstünden kedi atlamış veya köpek eti yemiş insanların, öldükten sonra hortlayarak cadı olacaklarına inanılmaktadır ANBR 149. Anadolu folklorundan farklı olarak, Doğu Trabzon ve Rize folklorunda cazi/mayisa (Çaykara) motifi, uzaktan gelen korkunç bir yaratık olarak algılanmamaktadır. Köyün içinden herhangi bir kadın cadı olabileceği gibi cadılık eğitim-le başkalarına da öğretilebilir. Aynı evdeki tüm kadınların erkeklerinden habersiz cadı olabileceğine dair sayısız hikaye vardır:

“Cazıların ciğer yemesiyle ilgili buralarda eskilerden beri bir hikâye anlatılır: Evin ge-lini cazıymış. Çocuğun ciğerini çıkartır, ye-mek için ateşe gömer. Bu arada ateşin başında uykuya kalır. Kaynanası sabah ateşi karıştırırken ateşe gömülü birşey olduğunu görür iyice karıştırır bakar ki ciğer parçası.

... yiyenin kızı kendi doymuş ta bunu da bana bırakmış, der.

Meğerse kaynana da cazıymış, Ateşte pişmiş ciğeri alır, çekilir bir köşede yer” GB 81 (Hemşin)

Cadılar normal anne babadan doğan erkek veya kadın, sıradan insanlar olup, cadılığı bir başka cadıdan bir öğreti olarak alırlar. Trabzon ve Rize’de kuyruklu, Hopa’da hem üç parmak boyunda kuyruklu, hem de koltukaltlarında sinek kanatlıdır. Efendilerinden başkasına hizmet etmeyen cadıların, tek amacı kötülük ve efendilerinin emirlerine hizmettir:

Yeni doğmuş buzağıların yüreklerini yerler; kundaktaki çocukları boğarlar; kedi, ö-rümcek şekline bürünürler. Cadıların bir görevi de yeni gelinleri telkin yoluyla cadılığa özendirmektir. Laz varyantlarında cadıların üç defa cadı olduğunu itiraf etmesiyle, cadıların suya atıldıklarında batmayacaklarına inanılır (Hopa Peroniti)

Tonya’da eve cadı girmesini engellemek için pencere ve kapılara komar dallları asılır (Torul’da kuşburnu dalları) yine de engel olunmayıp 30 Nisan’ı 1 Mayıs’a bağlayan gece eve girerse bütün tahta aşıkların içlerini kazır ve buzağıları öldürürmüş. Torul’da çocukların cadılardan zarar görmemesi için, kollarına kuşburnu dallarından bileklikler takılır. Süt dolu tencereler sıkıca kapatılır ve kaşıklar dolaplara kilitlenerek, cadılar tara-fından kirletilmesi engellenir (aynı şekilde Karakoncolos günlerinde kaşıklar karakon-colostan da saklanmaktadır)

Cadılık dürtüsü, geceleyin güçlenir; bazen tek başlarına bazen gruplar halinde evleri dolaşır bazen de Kırım ya da Mısır’a süpürge veya pişmiş kilden küpler üzerinde uçarlar. Hopa’daki cadıların Mısır’a süpürge üzerinde uçup hurma yemeleri örneği dışında (Hopa Peroniti) dışında nerdeyse tüm varyantlarda cadılığın merkezi Kırım’dır. Kırım cadılarının küpler üzerinde uçup gelerek yaptıkları kötülükler; Mekke’ye giden hacıların getirdiği kabe toprağı sayesinde (HG - Akçaabat) ya da yerli cadıların rekabeti neti-cesinde (Dernekpazarı Zenozana) engellenmiştir.

Ahırdan gürültüler geldiğini duyan bir kadın, aşağı iner ve o güne kadar görmediği bir kedi görür. Kediyi ensesinden yakaladığı anda kedi komşusu olan yaşlı kadına dönüşür (Dernekpazarı Zeno Zana).

Cadılar yanlarında taşıdığı insan pisliğini üstlerine sürerek uçma yeteneği kazanırlar, çalı süpürgelerine ters oturur ve gözlerini kapayınca uçmaya başlarlar; gözlerini açtıklarında istedikleri yere varmışlardır. Eğer uçarken bir dikenliğe düşerlerse mayisalıkları (cadılıkları) yok olur.

Yiğit’in naklettiği muhtemelen Rumcasından çevrilmiş bir mayisa türküsü kaydedilmiştir:

“Açıldı bana dağlar/Yaparum fazla yağlar/ Tutarsa bana huyum/Nahır üstünde su-yum/Gıdı Gıdı oğlağum/Mart g...Parmağum/ Mart çıktıda dert gitti/ Koyunum yaza çıktı/ Ahi...hi....hi....hiii..” ÇF 50.

Çaykara’da mayisaların hayvanlar ve köylüler yaylada iken 23 Haziran gecesi na-hıra gireceklerine inanılır (Akçaabatta 13 Mayıs HG). Bu yüzden mayisanın nahıra girmemesi için tedbir alınır:

“23 kirezde, akşam olmadan obayı (yayla evini) 3-7 def’a ayeti kürsi ve 3-7 defa Kulhuvellahu okuyarak bağlarlar. En son ahır kapısını üfleyerek Bismillahirrahmanirrahim deyip bu kapıyı sıvazlayarak kapatır. Obayı bu şekilde bağlayan kimse haneka (süthane) ye girerek sütlerin kaymağını alıp mayısanın faaliyet göstereceği akşamdan önce mutlaka yayıklar. Herhangi bir sebeple kalan bir kaymak olursa üstüne tuz serperler. Diğer taraftan ineklerin kuyruklarına bir iplikle 7 düğüm bağlarlar. Bu düğümlerin içinde kömür ve tuz bulunur. Düğümler bağlanırken kulhuvellahu okunur ya da ma-yisa yakalanmaya çalışılır ‘Mayısayı yakalayacak erkek 70 defa “Allahu Lailahe illallahu velheyyul kayyum” duasını okur ve her defasında kendi üstüne üfler, obasını bağlamaz ve ahır kapısını besmelesiz kapar. Daha önceden hazırladığı bir balık ağı veya 41 iğne ile öldürülerek yüzülen, kurutulan kurbağayı başına koyup ahırın bir köşesinde saklanır. Mayısa; saçları karmakarışık bir hal-de ve hafif bir şekilde ağlayarak ahıra girip bir ineğin altına yanaşır. Bu sırada erkek saklandığı yerden cazunun üzerine atılarak saçlarından tutup onu döğmeye başlar. Ma-yısayı söyletmek şarttır” ÇF 52.

Hemşin folklorunda cadıların elek ve fileden rahatsız olduklarına inanılır ve bebekler fileye sarılarak uyutulur. cadılık gücünün yok olması için bizzat cadının üç kere cadı olduğunu itiraf etmesi gerekliyken (Hopa Peroniti), Hemşinde cadının muhatabının cadıya üç defa cadı olduğunu söylet-mesi yeterlidir GB 82. Cadılar geceyarısı genellikle örümcek biçiminde, kremul’un (ocak zinciri) üzerinden inerek girerler ve bebeğin odasına gelince insan şekline bü-rünürler. Hemşin’de cadının bir avuç büyülü toprağı annenin üzerine saçarak onun derin uykuya dalmasını sağlayıp arkasından da “egiş” denilen ucu eğri uzunca bir demir çu-bukla bebeğin ciğerini çıkarıp yediğine ina-nılırdı RK 257.

< Farsça câdû > Karadeniz Rumcası cadu (τζιατου [İnebolu]) P II 381

Trabzon Rumcası cazi, mayisa (Çaykara, Maçka)

Modern Türkçe cadı “Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak” TDK 375

Hemşince cadu, Ermenice çaduk DKL 31, Azerice caduger AHÖ 235/37, cadukün AHÖ 281/19 “büyücü”



Rize’den bir cazi hikayesi


Anan yoğ idi. Nenen hiç yoğu idi. Dedenun dedesi daha girmemuşti beşiğe. Var idi, yoğ udi bir Hasanika. Hasanika gezer iken gördü bir armut ağacı. Çıktı armuda başladı yemeğe. Keldi bi Cazi Karisi. Niyeti idi bozuk. Armud'un altından seslendi tatlı bir sesle bağurdu Hasanika'ya :
- Uuuy anan kurban olsun saha. Hasanika oraya ne yapayisun.
- Armut yiyirum.
- At bağa bi armut.
Atar oğa bi armut. Cazi karisi onu mahsustan tutmaz.
- O kitti bayışağa. Kızlar kesulsun saha. İn bi dal aşağa, at bağa bi daha.
Atar oha bi daha.
- O da gitti bayışağa, in bi dal daha aşağa, at bağa bi dağa
Hasanika armut ata ata geler aşağa son dal idur çuruk birden duşer başaşağa. Geçirur baygunluk Cazi karısı tutar Hasa-ka'yı, kor torbasına, alur keturur evine. Kitler oni bir odaya. Cazi karisi evden ay-rılurken kızı Fadime'ye:
- At kazani ustune, hazır uyuyi at Hasanika'yı da içine. Pişir ko dolaba. Geldummi yeruk.
Hasanika uyanmış duymuştur bunu. Lakin kelir duymamazliktan. Fadime atar kazani ustune içine doldurur suyu. Yakar da eteşu. Çağurur Hasanika'yı.
- Hasanika git da bak. Kazanun içine boncuklarım ordamidur?
Hasanika bili ya işi uzaktan bakar kazana. Der Fadime'ye:
- Ben gormedum, sen bi bak onlara. Tam bakar iken Fadime. Vurur oğa bi tekme. Atar oni kazanın içine. Pişirur oni eder kavurma, koyar sahanlara yerleşturur tereklere.
Kelir Cazi Karisi bakar etler tereğe, başlar onlari yemeğe. Yerken da:
- Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri. Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri.
Hasanika meğer çıkmuş idur çatıya der ordan oğa:
- Fadimenun etleri cimi cimi butleri.
Cazi Karisi duyar oni, tükürur yediklerini. Kurar hemencecuk bi plan. Uğraşur çatıdan aşağı indirmeyi oni.
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Eskemileri koydum birbiri ustune oyle çiktum.
Oda koyar iskemileri ust uste. Çıkar ustlerine.Çıkar ustlerine da beceremez duşer altına, incitur dizini. Gene seslenur:
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Yiğne yine ustune koydum da öyle çiktum.
Kodi yiğne yiğne ustune çıkamadi. Geçti yiğneler oğa.
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Kizdurdum bi şiş soktum oni kendume, attı beni buraya.
Cazi Karisi kizdurur bi şi, sokar oni kendine; ceberur kider. Hasanika iner aşağa. Araştirur bulur Cazi'nun hazinelerini. Olur zencun
cazi eğişi is. Ucu kanca şeklinde kıvrılmış demir kanca olup peynir yapımında kullanılmaktaysa da (Bk eğiş) yöre folklorunda, cadılara özgü bir aksesuar olarak yer almaktadır:

“Cazı gece yarısı ocaklıktan iner, kül döküp anneyi uyutur, sonra egişle erkek çocuğunun ciğerini çeker yer” GB 80 (Hemşin)


_____Anadolu Efsanelerınden Alıntıdır________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ehl-i Beyt




Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 01/12/12
Yaş : 37

 Türk Cadıları; Cazilar.. Empty
MesajKonu: Geri: Türk Cadıları; Cazilar..    Türk Cadıları; Cazilar.. I_icon_minitimeC.tesi Ara. 01, 2012 10:36 pm

Sözkonusu olan KAradenizliler olunca cazeleri bile tatlı oluyor vesselam Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türk Cadıları; Cazilar..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampirizm Fan Site :: MİSTİK :: Diğer Mistik Karakterler-
Buraya geçin: