Başvuran Kişinin;
Adı:Sinem
Yaşı:14
Rp Deneyimi:1,5 yıl..
Karakterin;
Tam Adı:Hoem Hyra
~ Birkaç Soru:
I. Bir savaşçı olmak mı daha fantastik olur, yoksa bir büyücü olmak mı? Nedeni ile birlikte açıklar mısın?
x Aslında bu formu 5-6 yıl önce dolduruyor olsaydım kesinlikle "Savaşçı" derdim..Fakat bir savaşçı sadece kılıç ve kötü adamlarla da olabilir.Fantastik dediğimde benim aklıma direk "Büyüler,esrarengiz canavarlar,periler.." bu tür şeyler gelir.Ama ben bunu bir savaşçıda bulamıyorum..Bu yüzden kesinlikle BÜYÜCÜ diyorum...
-
II. En derğer verdiğin kişi sana akıl almaz bir oyun oynadı vereceğin tepki ne şekilde olur?
x Demek ki verdiğim değeri hak etmiyormuş.Neden bunca zaman onunla vakit geçirdim..! Kesinlikle önce bir pataklarım..Sonrada onunla kesinlikle konuşmaz,yüzüne bakmaz,onu gördüğüm yerde rencide ederim.Ama bu rencide olayını kesinlikle bir kusuru -eksikliği- üzerine yapmam..Bana verdiği sırlar üzerinede kesinlikle.O anlık yaptığı bir aptallık üzerine yaparım...
-
III."Yükselmek" kelimesi senin için ne ifade ediyor? Neden?
x Yükselmek...İlk önce her şeyde birinci oalrak aklına gelir insanın.Şahsen benim için öyle.Her insan en başından yetenekli veya zeki olmuyor.Zaman geçtikçe herşey yerine oturuyor.İnsan zaman geçtikçe kendisini her konuda geliştirir ve yükseltir.Diğerlerini geçmek için çabalar.Bu her konuda böyledir.
-
IV. Sence Vampirler ile İnsanlar dost olmalı mı? Neden?
x Bence olmamalı..Doğanın kanunu bu vampirler kanla beslenir.En sevdikleri,vazgeçemedikleri,büyük bir tutkuyla bağlandıkları ise insan kanıdır...
-
V. Bir savaştasın ve diğer tüm arkadaşlarını kaybettin etrafında iki güçlü yaratık var! Onlarla savaşabilecek gücün olduğundan emin değilsin vereceğin tepki ne yönde olur?
x Arkadaşlarım bu amaç uğruna ölmüş.Ben kaçarsam olur mu?
-
Örnek Rp:
-
Yine o kabuslarla boğuşuyordu.Çığlıkları koca evde yankılanıyordu.Yatağında çırpınıyor yastığını parçalarcasına sıkıyordu.Kabus mu görüyordu yoksa yine nöbetleri miydi? Rüyasında gördüğü şey ise geleceği idi.O korkunç şeyleri gördükçe kendisine zarar veriyordu.Yine nöbetleri tutmuştu,bu kesindi.Vücudundan süzülen soğuk terlerle birlikte çırpınmaya devam ederken birden kapı kırılırcasına büyük bir hızla ardına kadar açıldı.Babası koşarak kızının yatağına geldi ve onu kollarıyla kavradı.Onu uyandırmaya çalışıyordu.Fakat Hoem ise çırpınmalarına devam ediyordu.Babası dayanamayarak onu durdurmak üzere Hoem'in başını göğsüne yaslayarak onu kontrol altına almaya çalıştı.Hoem ise bunun üzerine direnişlerini yavaşlattı.O sırada annesi odaya çığlılarla girdi "Yine mi? Hani artık iyileşmişti.Hani bir daha nöbet olmayacaktı.?" Hoem'i kendisine getirmeye çalışan baba ise acı bir şekilde "Söylenmeyi kes..! Şurdaki suyu ver." annesi ise bunun üzerine masanın üzerinde bulunan bardağı kocasına uzattı.Babası ise hemen bardaktaki suyu Hoem'in yüzüne boşalttı.Onun üzerine Hoem derin ve hırıltılı bir nefes alarak gözlerini araladı ve "Ba..ba" demesi üzerine babası kızına sıkı bir eşkilde sarıldı..
Sabahleyin ise kız kanepenin üzerine çıkıp zıplayarak "Bugün bir çok insan ölecek.." diyerek tekrarlamaya devam etti.Yüksek sesle sürekli bunları tekrarlıyordu.Babası ve annesi bunu duyması üzerine onu bir güzel azarladılar ve psikoloğa götürdüler.Küçücük kız sürekli bu yaşlı adamı görmekten sıkılmıştı.Onu her gördüğünde babasının bacağına tutunarak arkasında gizleniyordu.Bbası ise harıl harıl tüm olanları anlatıyordu.Babası anlattıkça yaşlı adamın yüz ifadesi değişiyordu.Babası anlatacaklarını bitirdikten sonra yaşlı adam odadan çıkmasını söyledi.Hoem ise bunun üzerine birazcık söylendikten sonra bir sandalyeye oturarak adama bakmaya başladı.Yaşlı adam ise "Söyle bakalım Hoem..Bu insanlara ne olacak.?" Hoem bunu duyunca sessizce kıkırdadı ve "Ölecekleer..Üstelik şu büyük çubuğu görüyor musun? İşte o 6'nın üzerine geldiği zaman birçok insan yanarak ölecek." Adam bunu duyunca kaşlarını çatarak "Kendinize gelin Bayan Hyra.." diye yüksek sesle uyardı.Fakat Hoem başını sağa sola sallayarak elleriyle kulaklarını kapattı.Yine halisyunasyon görmeye başlamıştı.Gözlerini sımsıkı kapatarak "Öleceklerr..Öleceklerr.Hemde yanaraaaakkk.." Yaşlı adam ise bunun üzerine elindeki defteri mamasına sertçe vurarak aağa kalktı ve Hoem'i sakinleştirmeye çalıştı. "Tamam..Tamam..Demek öyle ha..Eğer söylediklerin doğruysa tam tamına -o sırada kolundaki saate bakar.- Bir dakikaları var..." diyerek tek kaşını kaldırdı ve Hoem'in gözlerine baktı.Hoem ise boş boş adama bakıyordu.Zamanın geldiğini anlayınca "Şimdi.." diyerek başını pencereye çevirdi.Aniden karşılarındaki binenın penceresi patladı ve alevler göğe doğru yükselmeye başladı.Hoem bunun üzerine gülümseyerek adama baktı.Kendisini herşeyi biliyor zanneden bu yaşlı bunağa.Adam o kadar şaşırmıştı ki gözleri sulanmış bir biçimde Hoem'e baktı.Küçük kız bunun üzerine "Söylemiştim." der demez içeriye babası girdi.Kızını kucağına alarak ondan özür dilemeye başladı.
-
O olaydan sonra artık Hoem'i olabildiğince yanlarında bulundurmaya çalıştılar.Çünkü; buna benzer birkaç olay daha oldu.Artık Hoem o küçük kız değil 9 yaşlarında,şeker ve ne istediğini ne düşündüğünü iyi bilen bir kızdı..Yıllarca ailesi ile birlikte şehir şehir dolaşmışlardı.Hoem'in ise nöbetleri devam etmiyordu.Fakat gördükleri..Gelecek ile ilgili gördükleri hâlâ devam ediyordu...Zaman geçtikçe rüyasında gördüklerini uyanıkken bile görmeye başladı.Artık herşeyi görebiliyordu.Kendisini bu konuda geliştirmeye çalışıyordu.Bir gün evlerinin bahçesinde çimenlere oturmuş ve birşeyler görmeye çalışıyordu.Gözlerini kapatıp başını gökyüzüne çevirdi.Kesik kesik görüntüler görmeye başladı.Gördükleri o kadar da net değildi.Fakat o sırada annesi ve babasının yüzünü gördüğüne emindi.İyice endişelenmeye başlamıştı.Gördüklerini bir daha görmek için gözlerini kapattı ve ellerini başına götürdü.Her ne gördüyse bir daha görmeye çalışıyordu.Bunu yapacaktı.Birden gördükleri netleşmeye başladı ve -annesi ve babası evlerine doğru yürürken kendisine el sallıyorlardı.Ama birden yoldan geçen birkaç serseri annesi ve babasına yaklaşarak birşeyler istediler.Babası ise onlara bağırıp çağırınca biri bir silah çıkarıp ikisinide vurdu.Hoem gördüklerini zihninde tutmaya ve yaşamaya çalışıyordu.Hemen hiç telaş etmeden kolundaki saate baktı saat 1'di.- Hoem hemen gözlerini hızla açtı ve kolundaki saate baktı saat 12:55 di.Hızla ayağa fırlayarak bahçe kapısına doğru koştu.Annesi ve babasını beklemeye koyuldu.Geldiklerinde ise aynı gördüklerindeki gibi birkaç adam -oğlan- onlara doğru yaklaşınca Hoem derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.O sırada herşey yavaşlamış gibiydi.Gözlerini açtığında ise herkes çok yavaş hareket ediyordu.Hoem hızla koşarak ailesinin yanına gitti ve kendilerine doğru gelen kurşundan onları kurtardı.O sırada herşey normal haline döndü ve kurşun arkadan gelen yaşlı bir adama geldi.Adam olduğu yere yığıldı.Hoem gözlerinden süzülen yaşları silerek yerde yatan adamın yanına koştu ve ona bakarak ağlamaya başladı tiz bir ses tonuyla "Çok özür dilerim.." demesiyle adam gözlerini kapattı..
Hoem o günden sonra kendisini öylesine suşlu hissediyordu ki.Olacakları değiştirmesiyle başka birinin ölümüne neden olmuştu.Ömrü boyunca bunun acısını çekeceğine emindi.Aradan 8 yıl geçmişti ve çok değişik şeyler olmaya başlamıştı.Artık Hoem dünyada yaşamıyordu.Ailesi ise ölmüştü.Ailesinin ölümünden sonra çok yalnız kalan Hoem nasıl olduğunu bilmeden kendisini "Arian" adı verilen bir gezegende bulmuştu.Burada daha mutluydu,huzurlu.Burada kendisi gibi birçok insan vardı.O yüzden hiç yalnızlık çekmiyordu.Buradan aldığı eğitimle birçok şey yapmak istiyordu.Çok hırslıydı.Belkide bu kadar hırslı olmasının nedeni içinde büyük bir yer kaplayan intikam ateşidir...
C.tesi Mayıs 30, 2009 10:45 am
